Gebelik ve Doğum
Gebelik ve doğum bir kadının yaşayabileceği çok özel süreçlerdir. Doğum ile neticelenen gebelik, yumurta spermin döllenmesiyle başlayan ve 40 hafta devam eden bir süreçtir. Gebeliğin her aşaması kendi içinde farklı değerlendirilir. İlk sekiz haftalık dönem döllenme ile başlar ve embriyotik dönem olarak tanımlanır. Bu dönemin ardından doğuma kadar giden fetal dönem başlar. Fetal dönem doğum ile sona erer.
Kadınlarda genç yaşlarda üretilen yumurtalar
döllenme için daha uygun olduğundan gebelik tespiti döllenmenin ertesi gün yapılabilir. Yaş ilerledikçe kadının doğurganlığı azalmaya başlar. Döllenme gerçekleştirdikten sonra 8-10 saat içinde anne adaylarında kusma belirtisi görülebilir. İlk gebelik belirtileri kadının yaşı ilerledikçe bir hafta ile iki ay arasında değişen sürelerde ortaya çıkabilir. Kadınlarda ergenlik çağında 12 saat içinde gebelik tespitinin yapılması mümkün olabilir. Bu süre içinde yeterince olgunlaşamayan yumurta hücresinin sperm tarafından döllenmesi 5-20 dakikada gerçekleşebilir.
Gebeliğin tespitinde ilk belirti olarak
adet kanamasının gecikmesi kabul edilse de bunun tek başına yeterli olmayacağını belirtebiliriz. Bunun başlıca nedeni adet gecikmesinin gebelik dışında enfeksiyon, stres, psikolojik rahatsızlıklar gibi başka nedenlerinin de olmasıdır. Bulantı ve kusma, göğüslerde hassasiyet, koku duyarlılığı, halsizlik gibi bulgular da gebeliğin bir işareti olabilir. Gebeliğin kesin tespiti için ultrasonla rahmin görüntülenmesi, gebelik testi yapılmasıdır.
Gebelikte Bebeğin Doğum Pozisyonu Alması
Gebelik sürecinde olduğu gibi doğum sürecinde de uygun koşulların olması ve dengenin korunması önemlidir. Bebeğin doğum pozisyonunu alması doğum anında beklenen bir sonuçtur. Beyin vücudumuzdaki yaşamsal organların içinde yer aldığından bebeğin doğumda baş aşağı gelmesi yani beklenen pozisyonda olması, doğumda başın dolayısıyla beynin zarar görmesine engel olacaktır. Vajinal doğum sırasında bebeğin başı ile çıkması önemlidir. Doğum sırasında bebeğin başla önden çıkması gerekir. Bunun nedeni doğumun başlarındaki kasılmalar nedeniyle rahmin daha fazla açılmasıdır. Baş kısmı bebeğin vücudundaki en geni bölgedir. Doğumun başında bebeğin başı çıkmadığı takdirde başın hasar görme riski artar. Başın çıkmasından sonra gövde ve bacaklar doğum kanalından daha kolay çıkar. Bu sebepten dolayı bebek doğum pozisyonu almadığı takdirde doğumun vajinal yola yapılması pek tercih edilmez.
Gebelik dönemi ve doğum süreci her kadın için özeldir. Döllenme ile başlayan gebeliğin ilk aşamasında embriyo oluşmaktadır. Bu süreç doğal ya da yardımcı üreme yöntemi olan tüp bebek ile gerçekleştirilebilir. Gebeliğin perinatal dönem denilen süreci 22 hafta ile başlar. Bu süreç doğum ve sonraki bir haftalık süreci kapsar. Doğumla başlayan ve 6 hafta süren dönem ise Postnatal dönem olarak tanımlanır.
Gebelik 40 haftalık bir süreci kapsar. Doğum normal yolla 37. ve 42. haftaların arasında olabilir. Doğum 37 haftadan önce gerçekleşirse preterm, 42 haftalık gebelikten sonra gerçekleşirse postterm olarak tanımlanır. Doğumun 42. haftadan sonra gerçekleşmesi durumunda anne ve bebek sağlığına olumsuz etkileri olabilir. Bu açıdan gebelik sürecinin doğuma kadar yakından takip edilmesi, gerekirse doğumun gerçekleşmesi için dışarıdan müdahale edilmesi gerekmektedir.
Gebelikte doğum kesin olarak beklenen bir sonuçtur. Doğumun ne zaman başlayacağı rahim kasılmaları ile belirlenir. Başlangıçta düzensiz olan rahim kasılmaları, giderek düzenli ve ritmik bir şekilde gerçekleşir. Bu aşamada doğum vajinal yola yani normal olarak gerçekleşir. Doğum anında olası bir komplikasyon geliştiği takdirde müdahale edilerek sezaryen ile doğum gerçekleştirilebilir.